The Long Tail – Internet Ekonomisi

May 7, 2006 at 8:23 pm 22 comments

Eski yazılarıma bakarken gözüme "The Long Tail" yazısı ilişti. Chris Anderson'un bloguna ne zamandır bakmadığımı fark ettim. Nihayet o da kitabını bitirmiş ve kitap şu anda ön siparişte. Son dönem yaptığı sunumlardan birisine buradan ulaşabilirsiniz: Does More Choice Mean More Sales? 

Şu anda konuya ayıracak çok fazla vaktim olmadığı için eski yazımı aşağıda yeniden yayınlıyorum. (İlk fırsatta bu konuyu detaylı olarak yeniden inceleyeceğim) Anderson'un yaptığı araştırmaların sonuçlarını çok merak ediyorum. Bu sonuçlar belki de kitlesel pazarlamanın değişimine ilişkin çok önemli dayanak noktaları oluşturacak. İşte bu konuda yazdığım eski yazı ve gelen yorumlar.   

Son günlerde, bir “The Long Tail” hikayesidir sürüp gidiyor. (Birkaç yerde rastladım ama havalar sıcak mı sıcak, üzerimde de bir tembellik var ki sormayın. Görmezden geldim yazılanları.) En son Micro Pesuasion’da Steve Rubel, yazdığı bir yazıda “The Long Tail” başlığına link vermiş. Şöyle bir göz attım, wikipedia’da bir sayfa. Grafikler, ekonomi, istatistik… Bulaşma Zeynep dedim içimden. Neyse ne “The Long Tail”. Ama içime de bir kurt düştü, nedir bu diye ? Tabi bir yandan da okuyucum benden yazı bekler, yeni haberler almak ister diye geçiriyorum aklımdan. (Çok duyarlı bir yazarımdır laf aramızda.)Bu düşüncelerle başladım okumaya.

Okudukça bir heyecan kapladı mı içimi, aman da ne güzel şeyler söylüyor bu adamlar diye. Hemen gaza geldim, başladım yazmaya. (Bu arada konuyu benden önce yazan var mı diye Google’da bir aradım, kimse yazmamış. Halbuki ben Altı Üstü Tasarım’dan veya Derin Sular'dan bu konuda bir yazı çıkabilir diye düşünmüştüm. Neyse ilk bana kısmetmiş. İlgilenirlerse devamını kendilerinden bekliyoruz artık :)) Eh bu kadar giriş faslı yeter. Artık sadede gelmenin zamanıdır.

Bu konuda Wikipedia’daki açıklamanın bir kısmı şöyle: “The Long Tail” ifadesi ilk olarak Chris Anderson tarafından kullanılmış. 2004 yılı başlarında yaptığı konuşmalarda ve Ekim 2004’te Wired Magazine’de yayınlanan makalesinde Anderson, uzun kuyruğun (long tail) mevcut ve ileriki iş modelleri üzerindeki etkilerini açıklamaya çalışmış. Anderson, mağazanın ya da dağıtım kanalının yeterince büyük olması halinde, talebi veya satış hacmi düşük olan ürünlerin toplamının, az sayıdaki “bestseller”ları veya “hit”leri geçecek veya bunlarla rekabet edebilecek bir pazar payı yaratabileceğini ileri sürmüş. Bu tanım çok açık gelmedi mi ? Peki, okumaya devam edin çünkü işin asıl heyecan verici kısmı Anderson’un makalesinde anlatılmış.

Anderson’un makalesinin tamamına buradan ulaşabilirsiniz. Ama, yok ben bu kadar uzun yazıyı okuyamam diyorsanız, buyurun size makaleden birkaç alıntı;

Makale, dağcılıkla ilgili iki farklı kitabın satış hikayeleriyle başlıyor. 1988 yılında, Joe Simpson tarafından yazılan “Touching the Void” isimli kitap, olumlu yorumlar almasına rağmen çok başarılı olamamış. Bu kitaptan yaklaşık 10 sene sonra, nerdeyse Touching the Void’in baskısı bitmişken, Jon Krakauer’in,Into Thin Air” isimli kitabı ise bir anda bir hit haline gelmiş. Birdenbire, Simpson’ın “Touching the Void” isimli kitabı da, yeniden satılmaya başlamış. Kitabın yeni basımı yapılmış, kitapçılar kitabı Into Thin Air” ile birlikte satmaya başlamışlar ve Simpson’ın kitabının satışları daha da artmış. Ocak ayında yapılan yeni baskı 14 hafta içinde tükenmiş ve sonuçta, “Touching the Void”in satışları Into Thin Air”i ikiye katlamış. Peki ama bu nasıl olmuş ? Cevap çok basit. Amazon.com ve tavsiyeleri; Into Thin Air”i seven müşteriler “Touching the Void”i de sevebilirler. Müşteriler bu öneriyi geri çevirmemişler, arkasından gelen olumlu okuyucu yorumları ile birlikte kitabın satışları almış başını gitmiş.

Anderson bunu, medya ve eğlence sektöründe, gücünü yeni yeni göstermeye başlayan bir ekonomik modelin örneği olarak değerlendiriyor. Amazon, Netflix, iTunes Music Store, Rhapsody ve benzeri firmaların satış verilerinin analizinin, gelecekte dijital eğlence dünyasının, bugünün pazarından çok farklı olacağını gösterdiğini söylüyor. Geçmişte ve büyük ölçüde şu anda sahip olduğumuz eğlence dünyası fiziksel ortamda cereyan ediyor ve bu da beraberinde iki sınırlama getiriyor. Bunlardan ilki, yeterli izleyici bulma zorunluluğu. Yani, bir filmin sinemalarda gösterilebilmesi için belli miktarda seyirciyi çekebilmesi gerekiyor ya da bir cd’nin bir dükkanda satışının devam etmesi için, yılda belli bir sayıda satışı olması gerekiyor. Her durumda perakendeciler, yeterli miktarda talebi olan ürünleri ellerinde tutmayı istiyorlar. (Doğal olarak.) Fiziki dünyanın yarattığı diğer bir sorun ise, doğrudan fiziksel kısıtlılıkla ilgili. Yani, her dükkanın sınırlı raf alanı olması durumu. Eğlence sektörü, 20 yy.’da bu iki kısıtı çok basit bir çözüm bularak aşmayı başarmış; Hitler yaratarak.

Hit'lerin oluşturduğu bu ekonomi, herkes için her şeyi bulundurmanın imkanının olmadığı bir çağın üretimi. Üretilen tüm CD’ler, DVD’ler ve bilgisayar oyunları için yeterli raf alanının olmadığı, tüm filmlerin gösterilebileceği yeterli sinemanın olmadığı ve tüm pogramların yayınlanabileceği yeterli TV veya radyo kanalının olmadığı bir çağın ürünü. Yani kıtlıklar/kısıtlılıklar dünyası. Ama şimdi, online dağıtım ve perakendecilik ile birlikte, bir bolluklar/çokluklar dünyasına adım atıyoruz.

Artık insanlar sadece hitlerle yetinmiyor, hepsinin bu ana yoldan ayrılan, farklı zevkleri var. Ve artık insanlar bu farklı zevklerini tatmin edecek, hit olmayan ürünleri de istiyorlar. Internet perakendecilerinin yüzlerce sayfalık listeleri, tüketicinin bu farklı zevklerini daha da körüklüyor.

Aşağıda, internet perakendecileri ve fiziki perakendecilerin taşıdıkları stok miktarları arasındaki uçurumu net olarak görebilirsiniz. İşte The Long Tail burada devreye giriyor. Anderson’a göre, uzun kuyruk üzerindeki hit olmayan ürünlerin toplamı, hitlerden daha büyük bir pazar yaratabiliyor. Bunu göstermek için de aşağıdaki satış grafiklerini kullanmış. Yani, Amazon satışlarının %57’sini diğer fiziki kitapçılarda olmayan ürünlerden, yani niş olarak tabir ettiği ürünlerden, kazanıyormuş. (Bu rakam daha sonra %25-30 olarak revize edilmiş. Tartışmanın detaylarını buradan okuyabilirsiniz.)

Stok maliyetlerinin olmaması veya çok düşük olması, raf alanı gibi bir kısıtlamanın bulunmaması, kitaplarda talep üzerine basım maliyetlerinin giderek düşmesi gibi gelişmeler ortaya konduğunda, uzun kuyruk (long tail) üzerinde bulunan her bir ürünün satışının, bir hit’in satışının yaratacağı kardan daha az olmayacağını ileri sürüyor
Anderson. Eğer hit ürünlerle aynı şekilde kar edebiliyorsanız (ki daha sonraki tartışmalarda maliyetlerin daha az ve karların daha çok olduğu yönünde de bir saptama yapılmış) neden bu niş ürünlere daha fazla yer vermeyesiniz ki ? Sonuçta size ek bir maliyet yaratmıyorlar. Üstelik fiziki kitapçılardan kendinizi ne kadar farklılaştırdığınızı bir düşünün. Artık tek farklılığınız fiyat olmayacak. Diğer yandan bu, tüketicileriniz için inanılmaz bir çeşitlilik anlamına geliyor. (Bu kouda ek bilgi için bu makaleyi de okuyabilirsiniz.) Amazon, Netflix, Rhapsody ve hatta Google (daha küçük firmaların reklamlarından daha fazla para kazanıyormuş) bunu yapıyor.

Ancak, kuyruğun uzun kısmı ne yazık ki şu anda tek başına yeterli değil. Yani, ilk aşamada müşteriyi çekebilmeniz için, grafiğin ilk kısmına, yani bestseller’lara veya hitlere de ihtiyacınız var. Bir diğer önemli konu ise, tüketicinizin bu niş ürünleri bulmasını sağlamak. Aynı Amazon’un yaptığı tavsiyeler bölümü gibi. (Bu ürünü alan kişiler şunları da aldı veya daha önce yaptığınız taramalara bakarak size yeni öneriler sunması gibi.) Yani iyi bir filtreleme sistemi olmadan uzun kuyruk üzerindeki ürünler sadece kalabalık yaratmış oluyor.

Anderson, şu anda bu konuyu kitaplaştırmak için çalışıyormuş. Aynı zamanda Longtail isimli bir blog’u da yürütüyor. Bu blog üzerinde (ve bazı diğer bloglarda. bu ve bu gibi ) bu konuda tartışmalar devam ediyor.

Not: Benim aklıma bir de bloglar geldi. (Kafayı bu konuyla bozdum ya.) Acaba, Türkiye’de blogları okuyan kişilerin toplamı (yani kuyruğun uzun kısmı üstündeki okluyucular), çok okunan internet sayfalarının okuyucu sayısını geçmeyi başaracak mı ?

Yazıya yapılan yorumlar:

Mehmet | 24/08/2005, 16:04 Esasinda Long Tail olayindan bahseden degil ama Anderson'in Amazon raporlarinda yer alan ve makalesinde verdigi dagcilik kitabi orneginden yola cikarak bir yazi yazmistim. Yazi gerci tasarimda Inukshuk teknigi ile ilgili idi.Long Tail'i uzun suredir takip ediyorum. Anderson'un savundugu tez bircok sanal isletmede gerceklesti ve gerceklesmeye devam ediyor. Ornegin iTunes Music Store icinde yer alan binlerce sarki var. Bir cogunun adini bile duymadik. Apple'in raporuna gore, iTunes Music Store icinde yer alan her sarki en az bir kez satilmis. Bu nasil olur? Ismini bile duymadigimiz gruplari, sarkilari kim alir? Acaba diger muzik satan sirketler, geleneksel raflarina bunlari koymasi mi gerekir? Iste butun bunlarin yaniti Long Tail'de yatiyor. Amazon'un Barnes and Noble'dan; Netflix'in Blockbuster'dan daha basarili olmasinin nedenleri bu. Long Tail

Derin Sular | 24/08/2005, 19:34 Güzel bir yazı olmuş.Mehmet Bey konuyu yanılmıyorsam kullanışlılık (user-friendliness)açısından değerlendirmişti.Ancak Derin Sular'dan çok pazarlama bloglarını ilgilendirebilecek bir konu bu.Sözü edilen CD'lerin ya da kitapların bir kısmı yasaklansaydı o zaman ilgilenebilirdim tabii. 🙂

Limoni | 25/08/2005, 22:45 Ellerine ve paylasimci ruhuna saglik.Cok keyifli bir yazi olmus.Atalarimiz herzamanki gibi hakli 🙂 "Damlaya damlaya gol oluyor " Benim mass marketimden ziyade benim mikro marketlerim bakisi artik ROI acisindan cok daha avantajli gibi gorunuyor.

Dragon | 26/08/2005, 09:59 Açıkçaı yazdıklarından çok faydalandığımı söyleyebilirim. En son "fiyatlandırma ve yaşanan sorunlar" isimli çalışmanı okudum. Hatta çıktı alıp okudum- önemli bulduğum uzun yazıları bilgisayardan okumam- ve çok aydınlatıcı oldu benim için. Bu tarz başka uzun yazıların varsa onlarıda palaşırsan sevinirm kendi adıma.

Entry filed under: Diğer Bloglardan Haberler.

Teknoloji Kimin Umurunda Yeşil Pazarlama

22 Comments Add your own

  • 1. onur yüksel  |  May 8, 2006 at 10:45 am

    Diğer bir örnekte Türkiyeden; Daha önce adı sanı duyulmamış, sadece belirli bir kesim tarafından okunan Dan BROWN, Da vinci şifresi adlı kitapla ençok satılanlar listesine girdikten sonra yazarın diğer eski kitaplarıda yeniden basıma geçti ve kayda değer bir satış grafiği yakaladı.
    hatta yazarın kitapları set halinde özel koleksiyoncular için satılmaya bile başlandı. “Long Tail” gerçekten üzerinde düşünlüp ürünlere adapte edilmesi gereken bir fikir veriyor.
    “Tavsiyenin” alınan ürün üzerinde çok etkili olduğu ülkemde hemen hayata geçirilmesi gereken bir uygulama. Aslında Hepsiburada.com gibi sanal mağaza uygulamaları bunu yapmaya başladılar. Keşke nekadar başarılı olduklarına dair elimde bir veri olabilse. Bulan olursa paylaşsın lütfen,lütfen,lütfen…
    Zeynep yazı çok güzel olmuş bir çırpıda okudum ne yalan söyliyeyim senin yazılarını okumak bazen çok lezzetli yemek yemeğe benziyor.

    Reply
  • 2. zeynepozata  |  May 8, 2006 at 2:02 pm

    Valla bu iltifatlar karşısında çok çabuk şımarırım ben onu baştan söyleyeyim 🙂 Aslında, dün konuşurken Murat (Kaya) yazılarımın uzun ve okunmasının zor olduğundan bahsetti. Çok da doğru bir yorum/eleştiri olduğunu düşünüyorum çünkü ödevlerle birlikte benim yazı yazma tarzım da değişti. Sürekli bir dir-dur insanı oldum çıktım. Bir de tabi, okuduklarımı özetleyip, üzerinde fikir jimnastiği yapmak yerine, sürekli doğrudan alıntı yapar oldum. Bu da yazıyı sıkıcı hale getiriyor, biliyorum ama vakit darlığından hepsi. Sizlerle tanışmak bende yeni bir enerji patlaması yaptı. Eski yazılarımı okudum dönünce, çok daha keyifli ve güzel yazılar olduğunu fark ettim. O yüzden de bazılarını yeniden yayınlamaya karar verdim.

    The Long Tail ilginç bir konu ama üzerinde daha çok çalışma gerektiriyor. Çoğu pazarda hala 80/20 kuralı daha geçerli sanırım.

    Reply
  • 3. Murat Kaya  |  May 9, 2006 at 10:39 pm

    😦 Utanmış adam suratı oldu mu bu?

    Reply
  • 4. zeynepozata  |  May 9, 2006 at 11:00 pm

    Utandırmak için söylemedim. Aksine çok doğru bir saptama bence. İnşallah düzelecek yazılar, hele bir ödevler bitsin 🙂

    Reply
  • 5. ihsan  |  October 11, 2006 at 2:22 pm

    zeynep sen süpersin .bu konuda herkese uyuyor diyebilirim bu long tail mantığı mass custimization , nische marketing , segment marketing , self service ve word of mouth marketing konusunda hazırladığım eğitim içeriklerindeki örneklerle ve gerçeklerle birebir örtüşüyor . mass mantık herkesi aynı ürünlerle güçlü şekilde çekmeye çalışıyor ve bu sistemler ölüme mahkum .artık karlılık kuyruğa doğru hızla ilerliyor. para bestsellerlarda değil , top 10 larda değil , trend ürünlerde değil. güç kimsenin uğraşmak istemediği , verimsiz görünen sağda solda kalmış spesifik taleplere etkin şekilde servis verebilen firmalara geçecek

    Reply
  • 6. Marketing Post ™ » Pazarlama Hakkında her şey  |  October 16, 2006 at 11:00 pm

    […] Hep bu güne değil, geleceğe de yatırım yapmak gerekiyor. İyisi mi şimdiden projelerinizi hayata geçirmeye başlatın. Küçük işletmeler(hatta bir kişilik işletmeler) daha başarılı olacaklar ve büyük iş fikirleri gerçekleştirecekler.Diyelim ki fikriniz büyüdü ve büyük bir şirket tarafından alındı (Bunun uzun dönemler boyunca süreceğini düşünüyorum) Bundan sonra yeni bir ikir geliştirmeniz gerekecek. Şu anda internet pazarı bu fikirlere o kadar aç ki, fikri bulduğunuz anda büyük işler yapabilirsiniz. Devler hep başarılı olacak değil! Belki de sıra küçüklerde. İnternet ekonomisi farklı bir yöne doğru ilerleyebiiyor. Uzun kuyruk(The long tail) buna farklı bir açılım daha getirmişti ve yeni fırsatları göz önüne sermişti. İnternette iş yaparken geniş düşünmek oldukça önemli. […]

    Reply
  • […] mutlaka kaliteli şeyler çıkaracak, ilgi görecek olan bloglar, yazarlar olacaktır. Bu biraz long tail, biraz da “Wisdom of Crowds” teriminde saklı. Bence asıl neden, blogların, şimdiye […]

    Reply
  • 8. fevzi  |  May 31, 2007 at 1:47 am

    Bu bir çok düsüncenin, doğru olanını seçerek, doğru olanı doğru kurgulayarak oluşturulmus bir stratejidir. Temelinde gruplandırılmış, sınıflandırlmış, gettolaştırılmış, aidiyet ve elitizm duygularının olduğu kitlelerin kollektif ruhuna ters düşmeyecek tüketim ve talep noktalarını yakalamak vardır. Bu konuya örnek verecek olursak rock barlarda sadece belli bir kemik kitle tarafından bilinen ve dinlenen rock müzik yapan yerli bir grubun, 2 milyonun üzerinde kişiye direkt veya endirekt şekilde ulaşacak etkinliğe sahip bir festivale barındırdığı dünyaca ünlü rock grupları vesilesiyle alt grup olarak çıkma istekleriyle çok benzerdir. Böylece bilinmeyen tanınmayan grup, hedef kitlesi arasında tanınacak, bilinecek zamanla festivale katılan ünlü gruplar gibi olacaktır.

    Reply
  • […] değil! Belki de sıra küçüklerde. İnternet ekonomisi farklı bir yöne doğru ilerleyebiiyor. Uzun kuyruk(The long tail) buna farklı bir açılım daha getirmişti ve yeni fırsatları göz önüne sermişti. […]

    Reply
  • […] mutlaka kaliteli şeyler çıkaracak, ilgi görecek olan bloglar, yazarlar olacaktır. Bu biraz long tail, biraz da "Wisdom of Crowds" teriminde saklı. Bence asıl neden, blogların, şimdiye […]

    Reply
  • […] de bloglar bu yeni akımın en önemli aktörleriydi. Bu gelişmelerle birlikte ortaya çıkan “Uzun Kuyruk” teorisi hepimizin gönlünde taht kumuştu. Bu fikir, biz teknoloji aşıklarını delicesine […]

    Reply
  • […] mutlaka kaliteli şeyler çıkaracak, ilgi görecek olan bloglar, yazarlar olacaktır. Bu biraz long tail, biraz da "Wisdom of Crowds" teriminde saklı. Bence asıl neden, blogların, şimdiye […]

    Reply
  • 13. Açık Kaynaklı Tasarım Süreci  |  December 1, 2007 at 6:59 pm

    […] mutlaka kaliteli şeyler çıkaracak, ilgi görecek olan bloglar, yazarlar olacaktır. Bu biraz long tail, biraz da "Wisdom of Crowds" teriminde saklı. Bence asıl neden, blogların, şimdiye […]

    Reply
  • 14. Olcay ARICAN  |  August 7, 2008 at 7:01 am

    From Leader@Work

    Long tail ornegi, branding kitaplarında gecen “Silver Bullet” stratejisi ile cok ortusuyor. Generic olsun diye bir ornek Hyundai ve Kia modellerinin satıslarında Tuscon ve Sorento ciplerin etkisi inanilmaz. Bu 2 cok satanin braktigi imaj izinde digerleri de epey yol aldilar.

    Guzel Yazi olmus.

    Reply
  • 15. Serbay(Theblognote)  |  August 25, 2008 at 12:03 pm

    Yazınız çok güzel ve açıklayıcı olmuş, yazının uzun olduğu kısmına katılıyorum, insanlar daha yazının yarısında okumayı bırakabiliyorlar.Bunun nedenini de Google bizi aptal mı yapıyor? isimli makale çok güzel bir şekilde açıklıyor.(Ben de kendi sitemde uzun yazılar yazıyordum ve uyarı almıştım:) bu yazının kötülüğü falan değil hepimizin artık sıkılgan olmamızdan kaynaklı:))

    Bu konuyla ilgili verilen örnekler de gayet doyurucu, popüler olan kitaplara, yayınlara bakarsak popüler olma nedenleri iyi pazarlanmaları, çok yerde haberlerinin çıkmaları, çok sayıda kişinin kendi sitesinde o yayından bahsetmesi vs…

    Bu durumda da popüler olan yayın daha çok göz önünde oldukça popülerliği artıyor, bu etki de zincirleme devam ediyor.

    Diğer yayınlar ise gösterilmeye başlandığından itibaren, Amazondaki tavsiye kitaplar alanı gibi, yine bir grup kişinin okumaya başlamasıyla popülerleşmeye başlıyor.

    Bu şekilde geri planda kalmak zorunda kalan çok sayıda yayın olduğuna inanıyorum.

    Reply
  • […] değil! Belki de sıra küçüklerde. İnternet ekonomisi farklı bir yöne doğru ilerleyebiiyor. Uzun kuyruk(The long tail) buna farklı bir açılım daha getirmişti ve yeni fırsatları göz önüne sermişti. […]

    Reply
  • 17. Kurumsal Bloglar | Sigortajans  |  November 10, 2008 at 10:57 pm

    […] Tail (uzun kuyruk) kavramı. Long Tail’in en güzel açıklamasına örnek olarak size bu ve bu adresleri önereceğim. Oturup bu konu ile ilgili 20 sayfa yazabilirim. Ama can alıcı bir örnek […]

    Reply
  • 18. Yeni blogculara tavsiyeler | Akıllıca  |  December 11, 2008 at 5:50 pm

    […] Blogroll hedesi bir döngü.. Buraya takip ettiğiniz blogları ekleyerek okuyucularınıza bakın ben bunları okuyorum işte sen beni takip ediyorsan belki bunu da seversin demek. Bu biraz long tail’e giriyor. İlerde long tail ile çılgınca bir yazı yazmayı da planlıyorum .. Long tail ile güzel bir yazı için .. Tıklayın […]

    Reply
  • 19. İnternet Acentaları Öldürüyor Mu? | Blog Turizmi  |  June 2, 2009 at 5:25 pm

    […] internet ile birlikte ulaşma şansı yakalıyorlar. Peki ne kadar kullanıyorlar? Veyahut, long tail ekonomisinden ne kadar faydalanıyor bu […]

    Reply
  • […] takip edip, hatta bazen standartları ve trendleri de kendisinin koyması. Chris Andersson’un ”Long Tail” adlı kitabı tüm e ticaretçiler tarafından holy bible vazifesi görmeye […]

    Reply
  • 21. memur  |  March 10, 2011 at 11:36 pm

    güzel bir yazı olmuş. çok faydalandım. teşekkürler

    Reply
  • 22. pepee oyunları gemisi  |  March 31, 2013 at 12:56 am

    I think the admin of this web page is truly working hard in support of his
    site, because here every stuff is quality based data.

    Reply

Leave a comment

Trackback this post  |  Subscribe to the comments via RSS Feed


"Uygulamaya elvermeyen teori anlamsız, teoriye dayanmayan uygulama ise kısırdır." Leonardo da Vinci

İletişim

Arşiv

Yakın Takip

Subscribe in NewsGator Online

Subscribe in Bloglines

Ziyaretçilerde Son Durum

  • 358,981 hits
free webpage counters